Asrı Saadet'ten Gözyaşları
Resulullah(s.a.v.) Abdullah(r.a.)'a
"Bana Kur'an oku" dedi. Ben de:
"Kur'an Sana indirildi ben Sana nasıl Kur'an okurum!" deyince:
"Onu başkasından dinlemeyi severim" buyurdular.
Sure-i Nisa okudum.
"O halde her milletten bir şahit getirip seni de bütün bunlara
şahit tuttuğumuzda onların hali ne olacak"
(Nisa 4/41)ayet-i kerimesi gelince:
"Kafi!" dedi ve hemen döndü.
Gözlerinden yaşlar akıyordu.
Buhari; Bidaye: 6/59
Ebu Hureyre(r.a.)'den:
"Siz bu söze mi hayret ediyor gülüyor da ağlamıyorsunuz"
(Necm 53/59-60) ayetleri nazil olduğu zaman Suffe Ashabı
yanakları ıslanıncaya kadar gözyaşı döktüler.
Onların iniltilerine Resulullah(s.a.v):
"(cc) korkusundan dolayı ağlayan cehenneme girmez.
Tövbe etmeksizin günahta ısrar eden kimse de cennete girmez.
Eğer siz günah işlemediyseniz (cc)ü Teala mutlaka
günah işleyen bir kavim yaratır onları affederdi" buyurdu.
Beyhaki; Tergib: 5/190
Enes(r.a.) anlatıyor:
"Bunu yapamazsanız ki elbette yapamayacaksınız
kafirler için hazırlanan ve yakıtı insanlarla taşlar olan
ateşten korkun!"(Bakara 2/24)
ayetini okudu ve şöyle dedi.
"Cehennem kızarıncaya kadar bin sene yakıldı.
Beyazlayıncaya kadar bin sene daha yakıldı.
Simsiyah oluncaya kadar bin yıl daha yakıldı.
O alevi asla sönmeyen simsiyah bir ateş oldu."
Bunun üzerine Resulullah(s.a.v.)'ın önünde bulunan bir zenci
yüksek sesle ağladı. Cebrail(a.s.) inerek:
"Önündeki bu ağlayan adam kimdir?" diye sordu.
Resulullah(s.a.v.):
"Habeşli bir adamdır" dedi ve onu övdü.
Cebrail(a.s.) de (cc)ü Teala'nın şöyle buyurduğunu bildirdi:
"İzzetim celalim ve arşım üstündeki makamın hakkı için
dünyada benim korkumdan dolayı ağlayan kulumu cennette çok güldüreceğim."
Beyhaki: İsfahani; Tergib: 5/194
Ali b. Ebu Talib'in torunu Hasan b. Muhammed 'den:
Ömer b. Hattab cuma günü hutbede:
"Güneş yuvarlanıp devrildiği yıldızlar döküldüğü dağlar yerinden oynayıp yürüdüğü develer salıverildiği vahşi hayvanlar toplandığı
denizler kabardığı insanlar birleştiği diri diri gömülen kıza
'hangi suç yüzünden öldürüldün' diye sorulduğu defterler açıldığı
gökyüzünün perdesi kalktığı cehennem alevlendiği ve
cennet yaklaştırıldığı zaman herkes ne hazırlamışsa onu bilecek"
(Tekvir 81/1-14) ayetine kadar okudu
ağlamaktan ilerisine devam edemedi.
Hasan-ı Basri'den: Ömer b. Hattab(r.a.):
"Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecek
ona mani olacak hiçbirşey yoktur"
(Tur 52/7) ayetlerini okuyunca onların tesirinden karnı şişti
ve yirmi gün yatakta yattı.
Ubeyd b. Umeyr(r.a.)'den:
Ömer b. Hattab bize sabah namazını Sure-i Yusuf'la kıldırdı.
"Oğullarından biri yana çekilerek ne yazık oldu Yusuf'a dedi.
Kederini sezdirmeden oğullarına karşı öfkesini yenerek hüzünle
gözleri dola dola ağladı" (Yusuf 12/64) ayetine gelince
kendisini tutamayarak ağladı ve rukua gitti.
Abdullah b. Şeddad b. Had'dan:
Hz. Ömer(r.a.) sabah namazında Sure-i Yusuf'u okuyordu.
Ben son saflarda bulunuyordum.
"Ben kederim ve hüznümü sadece (cc)'a şikayet ediyorum"
(Yusuf 12/86) ayetine gelince hıçkırıklarını duydum.
Hişam b. Hasan'dan:
Ömer(r.a.) bir ayet okuduğu zaman boğazı tıkanır
yere düşünceye kadar ağlardı. Sonra da evine kapanırdı.
O kadar ki onu hasta zannedip ziyaret ederlerdi.
Şafi; Müntehabül Kenz. 4/401 Hılye: 1/51
Osman b. Affan(r.a.)'ın azatlısı Hani'den:
Osman bir kabir başına durduğu zaman gözyaşları
sakallarını ıslatıncaya kadar ağlardı. O'na:
"Cennet ve cehennemi hatırlayınca ağlamıyorsun da
kabri hatırlayınca ağlıyorsun?" dendi. Osman(r.a.) buna:
"Resulullah(s.a.v.)'ın 'Kabir ahiret geçitlerinden bir geçittir.
Bu ilk geçitten kurtulanlar için ilerisi daha kolaydır.
Kurtulamayanlar için ise ilerisi daha da zordur' dediğini duydum."
Yine Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştu:
"Kabirden daha korkunç bir manzara görmedim."
Yine Hani naklediyor:
Osman'ın bir mezar başında şu mısraları okuduğunu duydum:
"Eğer o çukurdan kurtulursan büyük felaketlerden kurtulmuş olursun.
Aksi taktirde kurtulacağını zannetmem."
Tirmizi Tergib: 5/322; Hılye: 1/61.
İbn Ömer (r.a.)'den:
Ömer Muaz b. Cebel(r.a.)'e uğradı. Muaz ağlıyordu.
Ömer:
"Seni ağlatan nedir?" diye sordu. Muaz b. Cebel(r.a.):
"Resulullah'tan duyduğum şu hadistir: Riyanın en hafifi şirktir.
(cc)ü Teala'nın en çok sevdiği kullar da tanınmayan muttakilerdir
onlar olmadıkları zaman aranmazlar bulundukları zaman da tanınmazlar.
Onlar hidayet rehberleri ve ilim kandilleridirler."