Bismihi Sübhanehu Esselamu Aleyküm Ve Rahmetullahi Ve Berekâtühü
Aziz Üstad'ım, Senin müjdesini verdiğin asırdan, sana olan minnettarlığımı dile getirmek için bu mektubu yazıyorum. Sana ve Nur yoluna baş koymuş bütün şakirdlere selâm olsun. Selâm olsun Nur'a gönül verenlere. Selâm olsun bu asrın kudsîlerine...
Sen acele ettin, baharda geldin. Nur yağmuruyla toprağı mayaladın, havayı ılıttın, mevsimi yumuşattın. Bugün, geçmişte müjdelediğin ``yaz"a az kaldığının işaretleri zuhur etmeye başladı. Bunu fark edebiliyoruz. Çünkü Kur'ân'ın zırhı, imanın anahtarı, gönüllerin ve kalplerin ihtiyacı olan Risâle-i Nurlara kimse engel olamıyor. Önünde hiçbir batıl duramıyor. Ya önünden kaçıyor, ya da Hak'kın, hakikatin altında ezilerek, tarihe gömülüyor.
Senin, hayatınla, ilminle, azminle, şecaatinle, sebatkârlığınla, ihlâsınla attığın tohum, filizlendi de boy vermeye başladı. Bir Said'in yerine, bugün milyonlar SaidNur yoluna baş koydu. Risâle-i Nur'lar öyle intişar etti ki; artık Nurlar'ı dünya tanıyor, biliyor, okuyor ve yaşıyor. Tüm dünya, Nurlar'la İslâm'a koşuyor. Tabiatperestlerin bile kör gözleri bile, Nurlar'ın vesilesiyle Allah'ın varlığını görüyor. Seslerini bile çıkaramıyorlar artık. Dünyadaki bir çok üniversitede, Risâle NurKülliyatı tez konusu oluyor. Müjde Üstad'ım müjde; Bugün bir değil, bin, belki binlerce Medresetüz Zehra var.
Elli yıl önce, kerameten, haberini verdiğin internet vardı ya, bugün Risâle-i Nur, biiznillah, oraya da hükmetti. Gün geçmiyor ki, yeni bir Nur sitesi daha eklenmesin,yeni bir site daha açılmasın. Şu sıralar dört bin civarında Nur sitesi var. İnşallah bu sitelerin sayısı milyonları bulacak. Farklı dillerden, farklı milletlerden, farklı insanlar Nurlarla müşerref olacak. Senin müjdelediğin gibi, bütün dünya Kur'ân'a sarılacak.
Artık semavat Nurlandı, akıllar Nur'landı. Hep Allah'ı düşünüp, ihlâs gayesiyle amel ediliyor. Ortalıkta bolşevik baykuşları, eskisi gibi ötemiyor. Karanlık mağaralardan arada bir çıkıp, tekrar kaçıyorlar. En ufak bir bulut gölgesinde umutlanıp çıkıyorlar,Nur'a maruz kalınca kan kusarak kaçıyorlar.
Hani bize hatıra bıraktığın, tefekkür arkadaşların, çınarla katran vardı ya. İşte onları bize çok gördüler. Nasıl geçmişte senin kabrini de çok görmüşlerdi ya, işte aynı oyunu tekrar oynadılar. O iki masum ağaçları acizliklerini itiraf ederek kestiler.Sonra da Nur'dan kaçtılar. Kışkırtmak istedikleri bizler ise, geçmişte olduğu gibi,senin tavsiyene uyduk, oyuna gelmedik. Ömrün boyunca düstur edindiğin;``ASAYİŞİ TEMİN" ilkesine sadık kaldık. Hakkımızı kanun yoluyla arıyoruz.Alamasak bile önemi yok, nasıl olsa Mahkeme-i Kübra'da alırız.
Hizmetler yalnızca bu kadar değil Üstad'ım. Yeni Asya'm senin halka mal ettiğin, Risâlei Nurlar'ı halka dağıtıyor. Nurlanmamış mekân bırakmamak gayemiz. Enbüyük ve en zararlı hastalık olan, imansızlık hastalığını, Nur eczahanesiyle tedavi edip, önüne sed çekmek niyetiyle yaptığımız kampanyalar, biliyoruz ki, Allah'ıninayetiyle amacına ulaşacaktır. Tabiî ki önümüze engeller çıkacak. Ama senin dedİdiğin gibi; ``Ne ehemmiyeti var". Elhamdülillah, dar görüşlere ve dar düşüncelere kapılmadan iman-Kur'ân hizmetine devam ediyoruz ve inşallah devam edeceğiz. Sen tohumu oldun, biz de gövdesi hatta dalları olduk. Yakındır meyve vermesi.
Bugün birçok parçaya bölündük. Oyunlar oynandı üzerimizde. Hileler yapıldı. İfrat komitesi yine görevine sadık kaldı. Sakın üzülme Üstad'ım. Aynı kökten, aynı gövdeden çıkan dallarız biz. Hepimiz demokrasi güneşini bekliyoruz. Ve ufkumuzdaki karanlıkları, Nurlar'la dağıtmak yegâne vazifemiz.
O güneş yakındır inşaallah. Üstad'ım; güneş tepeye çıktığında, imaja değil de, fikre saygı duyulmaya ve değer verilmeye başlandığında; Nur ağacı, en tatlı, en leziz meyvelerini verecek. Cennet meyvelerinden, herkes, doyasıya istifade edecek.
Biz o günün umuduyla, şevkle hizmet edeceğiz. Elimizden geleni, yalnızca Rızaiİlâhî için, yapacağız. Ve sana söz veriyoruz;
``Efendimiz Resulullah'ın (asm) önderliğinde, ehli sünnet ve'l cemaat düsturuyla,emanet ettiğin Risâle-i Nurlar'ın rehberliğinde, Sahabe mesleğini devam ettireceğiz. Eğer, biri çelme takacak olursa, ehemmiyet vermeksizin, küfür alevleri içindeki imanımızı kurtarmaya koşacağız."...
Cihan Koç