Fakirlere Hakkını Vermemek

Konu: Fakirlere Hakkını Vermemek Paz Mart 21, 2010 4:08 pm

Fakirlere Hakkını Vermemek

Yüce Allah; akıl Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

fiziksel yapı ve benzeri birçok hususta insanları farklı yarattığı gibi Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

dünya nimetlerinden yararlanma konusunda da farklı yaratmış ve bu gerçeği “Allah rızık konusunda kiminizi kiminizden üstün kıldı” (Nahl Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

71)

“Şüphesiz Allah Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

dilediğine hesapsız rızık verir” (Al-i İmran Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

37) ve benzeri birçok ayette bildirmiştir (Bakara Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

212; Nisa

32

34) Dolayısıyla varlıklı ve yoksul olmak tarih boyu bütün toplumlarda var olagelmiştir. Bu olgu toplum hâlinde yaşamak durumunda olan insanların sosyal bir gereksinimidir. Yüce Rabbimiz zengin ile fakir arasındaki uçurumu kapatmak Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

bu iki kesim arasındaki barış Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

kardeşlik ve güven köprüsünü zekât Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

sadaka ve infak gibi yardımlaşma vasıtalarıyla kurmak istemiş Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

zenginin malında fakirin hakkının bulunduğunu bildirmiştir (Mearic Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

24-25) Daha ilk inen surelerde yoksul Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

yetim ve muhtaçlara yardım edilmesini teşvik etmiş (Beled Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

14-16) ve bu görevi terk edenleri kınamıştır (Hakka Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

34) Hatta fakire hakkını vermeyenleri Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

elçisinin davetine kulak tıkayanları kıtlık Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

yokluk ve afetlerle cezalandırmıştır. Yüce Rabbimiz Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Kur’an’da bu konuda iki örnek vermektedir: Biri Mekkeli kâfirler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

diğeri Yemen’de bahçe sahipleri. Rabbimiz şöyle bildirmektedir: “Şüphesiz biz Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

vaktiyle bahçe sahiplerine bela verdiğimiz gibi Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

onlara (Mekkeli kâfirlere) de bela verdik" (Kalem Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

17)

Konu: İnkârcı Mekke Halkının Belası Paz Mart 21, 2010 4:10 pm

İnkârcı Mekke Halkının Belası

Tek tanrı inancını kabullenemeyen (Sâd Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

5)

putlara tapmakta ısrar eden (Kâfirûn Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

1-2)

kıyametin kopmasını yalan sayan (Furkan Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

11)

öldükten sonra dirilmeyi ve ahireti inkâr eden (Yasin Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

78; Rum

16) Mekke halkının belaya maruz kalmasının temel iki sebebini zikredebiliriz: Biri Hz. Muhammed (sas)’i ve ayetleri yalanlamak (Nebe’ Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

28; Sâd

4)

diğeri Müslümanlara zulmetmektir (Nahl Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

41; Hac

39-40)

Müslümanların Mekke’de zalimlere karşı koyacak maddi güçleri yoktu. Tek sığınakları vardı: Allah’a sığınmak ve O’ndan yardım istemek. Müslümanlar da öyle yaptılar. Allah Rasûlü Yüce Rabbine yalvardı Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

niyazda bulundu. Yüce Allah sevgili elçisinin duasını kabul buyurdu. Onları yedi sene kıtlık ve açlıkla müptela kıldı. Öyle aç kaldılar ki Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

kan ve leş yemeye başladılar. Zamanla emniyetleri korkuya Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

rahatları sıkıntıya Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

kuvvetleri zaafa Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

genişlikleri darlığa dönüştü. Ne yaptıklarını ne yapacaklarını şaşırdılar. Allah'ın Rasûlünü hicrete mecbur ettikleri hâlde reislerini Medine'ye Hz. Peygamber'e ricaya gönderdiler. "Bütün Arap kabilelerinin sana nispetleri var Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

bilhassa Mekke halkı akrabalarındır. Açlığa tahammülleri kalmadı. Rabbine dua et de kıtlığı gidersin Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

bolluk

ucuzluk versin. Çocuklara ve kadınlara merhamet ederek şefaat et Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

şu beladan kurtar bizi" diye Hz. Muhammed (sas)'den istirham ettiler (Mehmet Vehbi Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Hülasatü’l-Beyan Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

VII

2908-2909) Yüce Allah Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Mekkelilerin bu durumunu şöyle bildirmektedir: "Allah şöyle bir kent (halkını) misal olarak anlattı: (Onlar) güven içinde Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

huzur içinde idiler; her yerden rızıkları bol bol kendilerine geliyordu. Fakat Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

bunun üzerine halkının yaptıklarından ötürü Allah onlara açlık ve korku ızdırabını tattırdı. Andolsun Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

onlara kendilerinden bir peygamber geldi de onu yalanladılar. Bunun üzerine onlar zulümlerine devam ederken azap onları yakalayıverdi" (Nahl Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

112-113)

Konu: Bahçe Sahiplerinin Belası Paz Mart 21, 2010 4:15 pm

Bahçe Sahiplerinin Belası

Yemen'de San'a şehrine yakın bir yerde yaşayan Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

dinin emirlerine uygun hareket eden salih bir insanın her türlü meyve Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

ekin ve hurma ağaçları bulunan güzel bir bahçesi vardır. Hasat zamanı geldiğinde fakirleri çağırır Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

bahçenin ürünlerinden onlara verir Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Allah’ın verdiği nimetten Allah’ın muhtaç kullarını görüp gözetir Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

böylece nimetin şükrünü eda eder. Yüce Allah da bahçenin ürünlerini çok verir. Adam ölünce bahçesi oğullarına kalır. Adamın çocukları Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

babalarının yolundan gitmezler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

aile fertlerinin çokluğunu bahane ederek yoksullara ürünlerinden vermek istemezler. Bu amaçla sabahleyin gizlice hasat etmek için bahçeye gitmeye karar verirler. Bunun üzerine Yüce Allah gece vakti bir tufan gönderir ve bahçenin ürünlerini imha eder. Olay Kur’ân’da şöyle anlatılmaktadır:

“Hani o bahçe sahipleri Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

sabah erkenden bahçenin ürünlerini hasat etmeye yemin etmişlerdi. (Bunu planlarken) inşallah da demiyorlardı. Nihayet onlar uykuda iken (geceleyin) Rabbinden bir tufan/afet bahçeyi yok ediverdi. Bahçe Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

simsiyah olmuş (anızı yanmış toprağa dönmüştü) Sabahleyin olunca birbirlerine Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

“Haydi

ürününüzü hasat edecekseniz erkenden gidin!” diye seslendiler. “Sakın Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın!” diye fısıldaşarak yola çıktılar. Yoksulları engellemeye güçleri yetecekmiş gibi erkenden yola çıktılar. Bahçeyi (yanmış Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

helâk edilmiş) görünce Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

“Biz yolumuzu şaşırdık herhâlde” dediler. (Gerçeği anlayınca) Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

“Hayır hayır Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

biz mahrum bırakılmışız!” dediler. İçlerinden aklı başında olanı "Ben size demedim mi? Rabbinizin şanını yüceltmeniz gerekmez miydi?" (dedi) Diğerleri şöyle dediler: “Rabbimizi tenzih ederiz; doğrusu biz zalimlermişiz” Ardından Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

birbirlerini kınamaya başladılar. “Yazıklar olsun bize Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

dediler

gerçekten biz azgın kişilermişiz! Belki Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Biz Rabbimizden bunu diliyoruz. İşte (ilahî) ceza böyledir. Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür. Keşke bilselerdi!” (Kalem Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

17-33)

Ayetler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

olayı çok güzel dile getirmektedir. Biz bu ayetlerden şu dersleri çıkartabiliriz:

a) Allah’ın verdiği nimete şükretmenin gereği ürün Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

servet

mal-mülk ve paradaki fakirin hakkının verilmesi gerekirken bunu vermemek o nimetin yok olmasına Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

ürünlere afet isabet etmesine sebep olur “Andolsun Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir” (İbrahim Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

7) anlamındaki ayet de bu gerçeği dile getirmektedir

Kur’an’da Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

hem toprak ürünlerinden hem de diğer kazançlardan Allah yolunda infakta bulunulması emredilmektedir: “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkardıklarımızın iyilerinden Allah yolunda harcayın” (Bakara Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

267)

Kur’an’da; cimrilik etmenin hayır olmayıp şer olduğu Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

infakta bulunmayanların elim bir azap ile cezalandırılacağı (Âl-i İmran Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

180; Tevbe Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

34-35)

buna mukabil fakirin hakkını verenlerin ve Allah yolunda harcayanların ödüllendirileceği bildirilmektedir: “Eğer şükreder ve iman ederseniz Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Allah size niçin azap etsin? Allah şükrün karşılığını verendir Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

hakkıyla bilendir” (Nisa Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

147; Lokman Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

12)

Bahçe sahipleri ürünlerinden fakirin hakkını vermek istemedikleri için afet ve musibete maruz kalmışlardır. Bu Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

şükrü eda edilmeyen nimetin her zaman zevale mahkum olduğuna delalet eder

b) Fakirin hakkını vermemek zulüm Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

azgınlık ve ilahî iradeyi göz ardı etmektir. Bu husus ayette “Doğrusu biz zalimlermişiz” ve “Biz azgın kişilermişiz” cümleleriyle ifade edilmiştir. Fakirin hakkını vermemek niçin zulümdür Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

azgınlıktır? Zulümdür Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

azgınlıktır Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

çünkü zenginin malında fakirin hakkı vardır Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

fakirin hakkını vermemek zulmetmektir Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

nimete şükretmemek ve Allah’ın emrine uymamak ise azgınlık etmektir. İşte bu yüzden bahçe sahipleri azgın ve zalim olmuşlardır

c) İnsanın geleceğe dönük bir iş planlarken Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

“Şöyle yapacağım Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

böyle yapacağım veya yapmayacağım” gibi kesin bir ifade kullanması doğru değildir. Bunun yerine “inşallah” diyerek işi Allah’ın iradesine bağlaması gerekir. Rabbimiz böyle istemektedir: “Hiçbir şey hakkında sakın Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

‘yarın şunu yapacağım’ deme! Ancak Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

‘inşallah/Allah dilerse/Allah izin verirse yapacağım’ de” (Kehf Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

23-24) Çünkü bir şeyin meydana gelmesi için sadece insanın irade ve gücü yeterli değildir Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Allah’ın da onu dilemesi gerekir. Üstelik “Hiç kimse yarın ne elde edeceğini de bilemez” (Lokman Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

34) İnsan bir işi ‘yarın yapacağım’ der ancak bu işi yapamayabilir Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

hasta olabilir Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

başka bir işi veya bir engel çıkabilir. İnsan Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

iradesinde özgür olsa bile Allah’ın iradesini göz ardı edemez Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

etmemesi

daima O’nun iznini dilemesi ve O’ndan yardım istemesi gerekir. Nitekim bahçe sahipleri yemin ederek ürünlerini mutlaka gizlice hasat etmek istemişler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

gerek bağın gerek kendilerinin sabaha çıkıp çıkmayacağını düşünmemişler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

inşallah dememişler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Allah’ın iradesini yok saymışlardır. Allah da ürünlerini yok edivermiştir. Bahçenin durumunu görünce içlerinden iyi olanı “Ben size Rabbinizin şanını yüceltmeniz gerekir dememiş miydim?” ikazı ile bu duruma dikkat çekmiştir

ç) Bahçe sahipleri sabahleyin birbirlerine seslenip Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

“Haydi

ürününüzü hasat edecekseniz erkenden gidin!” demekle o bağı yalnız kendileri yetiştiriyormuş gibi davranarak hata etmişlerdi Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Çünkü her ne kadar bahçenin yetiştirilmesinde kendi emekleri varsa da toprağı ürün yetiştirecek özellikte yaratan Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

suyu

güneş enerjisini Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

oksijen ve karbondioksit gibi bir ürünün yetişmesi için gerekli olan elementleri var eden Allah’tır. Bunlar olmadan insan emeği ne işe yarar ki? Kaldı ki insana akıl ve güç veren de Allah’tır. Dolayısıyla Allah’ın iradesini devre dışı bırakıp “Sakın Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın” dememeleri Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

aksine babalarının yaptığı gibi fakirleri de çağırıp onlara da ürünlerinden vermeleri gerekirdi

d) İlahî bir imtihan veya bir afet ve musibet karşısında ümitsizliğe düşmemek gerekir. Bahçe sahipleri ürünlerinin yok edildiğini görünce şaşırmışlar Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

“mahrum bırakıldık” diye ümitsizliğe düşmüşler ve hayal kırıklığına uğramışlardı. İçlerinde aklı başında olan biri olmasaydı ümitsizlik içinde kalırlardı. Ancak aralarında aklı erer Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

hakkı bilir Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

hayırlı

zorbalığı sevmez Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

bela karşısında şaşırıvermez ve ölçülü davranan birisi vardı da öz eleştiri yaptı Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

hatalarını hatırlattı Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

kardeşlerinin kendilerine gelmesini ve kusurlarını itiraf edip Allah’a yönelmelerini sağladı. Onlara yüce Allah'ın kusursuzluğunu tanıttı. O’nun eksikliklerden ve zulümden uzak olduğunu bildirdi. Allah’ın kendi hâkimiyetini kimseye vermeyeceğini Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

haksızlığı ve zorbalığı sevmediğini açıkladı. Bahçelerinin ürünlerini yok ediverdi diye Allah'a zulüm isnat etmek gibi bir davranışa girip küfre ve günaha düşmelerine engel oldu. Bu kişi Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

kardeşlerini fakirin hakkını vermemeye karar verdikleri zaman da uyarmıştı ama sözünü dinletememişti. Kardeşlerini hatalarını itiraf edip tövbe etmeye davet etti. Onlar da uyandılar Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

kendilerine geldiler ve Allah’a yöneldiler: “Ey Rabbimiz! Seni noksan sıfatlardan uzak tutarız- Bizler doğrusu zalimlermişiz” dediler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

hatalarını itiraf ettiler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

tövbe edip pişmanlık duydular Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

birbirlerinin kusurlarını dile getirdiler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

kendilerini kınadılar Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

"Yazıklar olsun bizlere! Bizler gerçekten azgın kimselermişiz Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

cezayı hak etmişiz Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

bütün kusur bizde" dediler

e) Musibet ve afete uğrayan kimse hatasını itiraf edip tövbe ettikten sonra Allah’tan daha iyisini talep etmelidir. Ayette bahçe sahiplerinin “Belki Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Biz Rabbimizden bunu diliyoruz” diyerek dua ettikleri bildirilmektedir. Eğer Müslüman Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

uğradığı musibete sabreder Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

isyana dalmaz ve Yüce Allah’a niyazda bulunursa Allah ona hem sevap verir (Zümer Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

10)

hem bir kısım günahlarını bağışlar (Müslim Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Birr

52)

hem de uğradığı zararını telafi eder (Kasas Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

54)

f) Başa gelen musibet ve afetlerin dini anlamda ilahi iradeye başkaldırı Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

kullukta kusur ve kul haklarını ihlal etmeye tealluk eden yönleri de vardır. Ayette bu husus Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

“İşte (ilahî) ceza böyledir” cümlesiyle ifade edilmiştir. Yüce Allah Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

bu şekilde bilenleri Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

bilmek isteyenleri böyle dünyada uyandırır Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

yola getirir Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

hakkı teslim ettirir ve daha büyük tehlikeden korunmalarını sağlar

g) Ahiret azabı Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

dünya azabından daha büyük ve acıdır. Çünkü ahiret azabı mala değil canadır Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

geçici değil süreklidir. O kadar büyük ve şiddetlidir ki inkâr sebebiyle içine düşen bir daha kurtulamaz. Dünyadaki gibi telafisi de mümkün değildir. Ahiret azabı denemeye gelmez Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

çünkü dönüşü yoktur Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

kaçışı yoktur Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

pişmanlık da fayda vermez (Hakka Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

25-32; Kıyame Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

10-15; Nebe’ Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

40) Bu itibarla ahiret azabı Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

içine düşülmeden önce bilinmesi ve o azaptan sakınılması gerekir. Ayette bu hususa Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

“Keşke bilselerdi!” cümlesiyle işaret edilmiştir. Bu işaretten ders alabilmek için aklımızı kullanmamamız Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Kur’an ve peygamberin rehberliğinden yararlanmamız Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

ilahî ikazları dikkate almamız ve şu ayetleri unutmamamız gerekir: “Oraya (cehenneme) herhangi bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

“Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar. Onlar da “Evet Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

bize bir uyarıcı gelmişti- Fakat biz onu yalanlamış ve ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ demiştik- Eğer (ilahî vahye) kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık şu alevli ateştekilerden olmazdık” derler. İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah’ın rahmetinden uzak olsun!” (Mülk Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

8-12)

Sonuç olarak Allah hayatı ve ölümü Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

insanların hangisi daha güzel iş yapacak Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

kullukta bulunacak diye yaratmış (Mülk Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

2) mal

mülk ve evladı imtihan için vermiştir. (Enfal Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

28) Bu kulluk sınavı Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Allah ve peygamberin buyruk ve yasaklarına uyularak Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

kamu ve insan haklarına saygı gösterilerek Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

helal ve haramlara dikkat edilerek kazanılır. Bu görevleri yerine getirmeyenler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

ibadetleri terk edenler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

haramlara dalanlar Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

kul haklarını ihlal edenler dünyada ilahî ikazla karşılaşabilirler. Bu konuda Yüce Rabbimiz Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Kalem suresinin 17-33. ayetlerinde bize iki örnek vermektedir. Biri Mekke halkıdır. Müşrik Mekkeliler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Peygamberimize ve onun tebliğ ettiği hak dine karşı çıkmışlar Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Peygamberimize ve Müslümanlara zulmetmişlerdi. Allah da onları kıtlık Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

yokluk

afet ve musibetlerle uyarmıştı. Sonunda hâkimiyetlerini kaybettiler. Diğeri Yemen civarında yaşayan bağ-bahçe sahibi varlıklı salih bir insan ile bunun çocukları. Salih insan her yıl bahçesinin ürününü hasat edeceği zaman fakirleri çağırır Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

onlara da ürünlerden verir Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

böylece Allah’ın verdiği nimetlere şükretmiş olurdu. Ölünce bağı-bahçesi çocuklarına kaldı. Çocukları babalarının yolunu izlemediler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

fakirlere vermemek için sabah erkenden gizlice gidip ürünlerini hasat etmeyi planladılar Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Allah’ın iradesini dikkate alıp “inşallah” demeleri gerekirken demediler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

üstelik yemin ettiler. Allah da geceleyin bahçelerinin ürünlerini bir afet ile yok ediverdi. Bahçelerine vardıklarında şaşırdılar Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

hatalarını anladılar Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

zulüm ve azgınlık ettiklerini itiraf ettiler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

tövbe edip Allah’a yöneldiler Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

Allah’tan ürünlerinin yerine daha iyisini vermesini niyaz ettiler. Şunu bilmeliyiz ki nimete gelen afet kişilerin kendi kusurlarından kaynaklanır Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

şükrü eda edilmeyen nimet Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

her zaman zevale mahkumdur Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

mahrum eden mahrum kalır Fakirlere Hakkını Vermemek Virgul

merhamet etmeyene merhamet edilmez

Doç. Dr. İsmail Karagöz
Diyanet İşleri Başkanlığı İç Denetçisi

» Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe