Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe

Konu: Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Ptsi Mayıs 03, 2010 2:29 pm

Hz. Peygamber (sav.) artık ömrünün sayılı günlerini yaşıyordu. Altmışüç yıllık şerefli hayatını insanlara hidayet ve kurtuluş yolunu anlatmakla geçiren o şanı yüce insan bir karıncayı bile incitmemiş ve incitenleri de daima uyarmıştı. Fakat Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Allah

Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Allah

elçilerinin de farkında olmaksızın çok ufak hatalar işleyebileceğini bildiğinden şu son anlarını yaşarken bütün mü'minlerle helalleşmeyi aklından geçirdi.
İşte o yüzden bir gün Bilâl'den ezan okuyarak mü'minlerin camiye toplanmasını rica etti. Hz. Bilâl'de bunu bir emir kabul ederek hemen minareye çıkıp yakıcı ve gür sesiyle ezan-ı şerifi okudu. Ezan sesini duyar duymaz bütün Mekke'li (göçmen) ve Medine(li (yerli) sahabiler birer birer camiye akın ederek her tarafını tıklım tıklım doldurdular.
Sevgili Peygamberimiz (sav) sahabilere iki rekat namaz kıldırdıktan sonra minbere çıkarak önce Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Allah

'a hamdü senada bulundu Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

daha sonra da bütün gözlerden ırmak ırmak yaşlar akıtan Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

bütün kalpleri tirtir titreten Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

bütün vücutları ürpertiye boğan içli ve duygulu bir hutbe verdi. Ve hutbesini sona erdirirken de kelimelerin üstüne basa basa şöyle haykırdı.
"Ey mü'minler!... Ben sizin Peygamberinizim. Sizlere ömür boyunca öğütler verdim Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

hidayet ve kurtuluş yolunu anlatmaya çalıştım. Tabii ki güç ve kuvvetine sınır olmayan Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Allah

'ın izni ve yardımıyla. Sizleri bir kardeş gibi şefkat kanatlarımın altına alarak korudum. Bir baba gibi de size karşı merhametli davrandım. Sizinle keder ve gaye birliği ettim.
Şimdi size soruyorum. Bende hakkı hukuku olan var mı? Olan hemen gelsin ve Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Allah

hakkı için Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

büyük Kıyamet günü hesaplaşmasından önce hakkını alsın."
Yaşın yaşın ağlıyan gözlerle peygamberlerini dinleyen sahabilerden hiç kimse gidip de Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

"Ey

'ın Rasulü!.. Benim sende hakkım var" demedi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) aynı soruyu ikinci ve üçüncü defa tekrarlayınca sahabilerden Ukkâşe ayağa kalkarak huzuruna vardı ve Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

"Ey

'ın elçisi anam-babam sana feda olsun! Eğer defalarca Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Allah

(c.c.) adını kullanmasaydınız huzurunuza gelip de hakkımı aramaya kalkışmayacaktım." dedi ve olayı şöyle anlattı:
"Ey Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Allah

'ın elçisi!.. Birgün sizinle birlikte savaş ediyordum. Nasılsa develerimiz yanyana geldiler. Devemden inerek özür dilemek üzere size yaklaşmıştım ki Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

birden kamçınızın sırtımda şakladığını duydum. Ey Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Allah

'ın Rasulü!.. Bunu kasten mi yaptınız yoksa devenize vururken kazara bana mı çarptı? Bunu bilmiyorum."
Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav.) "Ey Ukkâşe Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

Peygamberin sana kasten nasıl vurabilir? Asla!" diye özür beyan etti ve ardından Hz. Bilal'e Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

kızı Fatıma'nın evine vararak aynı kamçıyı alıp getirmesini söyledi. Bilal (r.a.) camiden çıkarak Hz. Fatıma'nın evine doğru hızla yol almaya başladı. Bir yandan da Peygamberler Peygamberinin kendi kendine ceza vermesini düşünüyordu.
Kapıyı çaldı; içerden Fatıma "Kim o kapıya vuran?" diye seslenince Bilal (r.a.) kendisini tanıttı ve Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Allah

Rasulünün savaşlarda kullandığı kamçısını almaya geldiğini belirtti. Fatıma:
- Ey Bilal Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

babam kamçıyı ne yapacak?
Bilal:
- Baban bu kamçıyla kendi kendisini cezalandıracak.
Fatıma:
- Ey Bilal Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

bu kamçıyla babama vurarak hakkını alacak olan kim?
Bilal:
- Ukkâşe Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

dedi.
Hz. Bilal (r.a.) kamçıyı alır almaz doğru camiye yollandı. Kamçıyı götürüp Hz. Peygamber'e teslim etti. Peygamber de Ukkâşe'ye verdi.
Tam bu sırada ayağa fırlayan Hz. Ebu Bekir'le Hz. Ömer "Ey Ukkaşe Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

işte biz karşınızdayız Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

Peygamber'in yerine bize vurun. Ne olur?" diyerek arkalarını dönerler.
Hz. Peygamber:
"Ey Ebu Bekir Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

Ey Ömer

yerlerinize oturun. Şüphesiz ki Yüce Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Allah

(c.c.) sizin bu iyi niyetinizi mükafatsız bırakmayacaktır" diye çıkışır.
Bu defa Hz. Ali (r.a.) fırlar ve "Ey Ukkaşe!" der: "İşte ben karşınızda hayattayım Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

Peygamber'e vurmanıza gönlüm razı olmuyor Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

işte sırtım Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

işte karnım Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

istediğiniz yere dilediğiniz kadar vurun."
Hz. Peygamber:
- Ey Ali Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

otur yerine! Yüce Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Allah

(c.c.) senin bu iyi niyetini mükafatsız bırakmayacaktır" diye çıkışır.
Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin:
- Ey Ukkaşe Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

biliyorsun ki biz Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Allah

Resulünün torunlarıyız Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

hakkını bizden aldığında O'ndan almış sayılırsın. Ne olur bize vur?" diye yalvarıp yakarırlar. Hz. Peygamber (sav) onlarad da:
-"Yerlerinize oturun Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

ey benim göz bebeğim torunlarım" diye çıkışır.
Bütün bu olanları ibretle seyreden Sevgili Peygamberimiz (sav.) "Ey Ukkaşe Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

eğer gerçekten bana vurmak istiyorsan Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

buyur

vur!" diyerek haykırdı. Bunun üzerine Ukkaşe Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

"Ey

'ın Resulü!" dedi. "Siz bana vurduğunuzda ben çıplaktım. Şimdi ben de size vururken çıplak kalmanızı rica ediyorum."
Sevgili Peygamberimiz (sav) hiç duraklamadan hemen elbisesini çıkarır ve "Buyurun Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

hiç çekinmeden dilediğiniz kadar vurun" diye diretti.
Durumu yakından izleyen sahabiler hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlarlar ve hıçkırık sesleri cami duvarlarını sarsarcasına kalınlaşırken Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

Ukkaşe bakar ki iki cihan güneşi Peygamberin vücudu süt gibi beyaz ve ardından Peygamberlik mührünü taşıyan ben etrafa ışık saçmaktadır. Kalkar gider sırtını doya doya öperek yerine dönüp oturur. Ardından da:
"Ey Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Allah

'ın Rasülü!" der. "Canım sana feda olsun! Hangi kalb sana kıyabilir? Maksadım sadece o senin ışık saçan mübarek vücudunu kana kana öperek Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

senin yüzün suyun hürmetine Rabbimin rızasını kazanmak ve Cehennem azabından kurtulmaktır."
Sözün burasında ışıldayan nurani gözlerle sahabilerin süzen Sevgili Peygamberimiz (sav): "Ey Mü'minler!.. Beni dinleyin!" der. "Cennetlik görmek isteyen varsa Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

işte Ukkaşe'yi görsün."
Bunun üzerine bütün müslümanlar kalkıp Ukkaşe'nin gözlerinden öperek Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe Virgul

"Müjdeler olsun!.. Yüksek derecelere eriştin ve Peygamberimizin dostluğunu elde ettin." diyerek kendisini tebrik ettiler.
'ım ululuk ve yücelik hakkı için bize Sevgili Peygamberimizin şefaatını nasip et amin...

Konu: Geri: Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe C.tesi Ekim 09, 2010 3:27 pm

Alıntı :: 'ım ululuk ve yücelik hakkı için bize Sevgili Peygamberimizin şefaatını nasip et amin...

Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe 555300

Amin !

Emeğine sağlık kardeşim, çok güzel bir paylaşım MashAllah... Peygamberimizle hakkini arayan ukkâşe 791322

» Fakirlere Hakkını Vermemek