Erkeklerin kadin üzerindeki haklari nelerdir?
Erkegin hanimi üzerinde hakki çoktur. Kadin kocasi ile iyi geçinmelidir! Hadîs-i serîfte buyuruldu ki: (Kadinin cihâdi, kocasi ile iyi geçinmektir.) [Taberânî]
Bir kadin, kocasini güzel karsilar, güzel sözler söyleyerek hosnutlugunu kazanmaya çalisirdi. Peyamber aleyhisselâm, kadinin bu hareketinden dolayi kocasina buyurdu ki:
(Hanimina selâm söyle, yari sehid sevâbina kavustugunu haber ver!) [Sir'a]
[Asagida siyah harferle yazilanlarin hepsi hadîs-i serîftir]
Kadinlarin Cennete girmeleri erkeklere göre daha kolaydir.
(Kadin, bes vakit namazi kilar, orucunu tutar, kendini yabancilardan korur ve kocasina muti olursa, Cennete girer.) [Ibni Hibbân]
Erkegini râzi eden kadin için korku yoktur: (Kocasi râzi oldugu halde ölen kadin Cennete girer.) [Tirmizî]
Kadina zînet esyâsi mubâhtir. Zînet almak için kocasini müskül duruma düsürmemeli, yabancilara zînetlerini göstermemelidir! Böyle olunca zînetleri Cennete girmelerine ma'nî olmaz. (Cennette kadinlarin az oldugunu gördüm. Sebebini sordum. "Onlari altin ve zînet esyâsi mesgûl etti." dediler.) [I. Ahmed]
Kocasina, elinden geldigi kadar güler yüzlü davranip, sevgi göstermeli, dili ile de onu incitmemelidir. (Kiyâmette Allahü teâlâ, kocasina dili ile eziyet eden kadinin dilini 70 arsin uzun yapip, boynuna dolar. Kocasina kötü gözle bakan kadini da basi kesik ve bedeni parçalanmis hâle çevirir.) [Sir'a]
(Senden ne gördüm) diyerek küfrân-i ni'mette bulunmamalidir! (Eger kocalarina karsi küfrân-i ni'mette bulunmasalar, namaz kilanlar hemen cennete girerdi.) [Sir'a]
(Cehennem halkinin ekseriyetini kadinlarin teskil ettigini gördüm. Sebebi de, çok la'net ederler ve kocalarina karis küfrân-i ni'mette bulunurlar.) [Buhârî]
Kocasina bir iyilik yapmissa, basina kakmamalidir. Yeme ve giyme gibi husûslarda kocasini üzmemeli, yapamiyacagi seyi ondan istememelidir! Kocasinin serefini korumali, her iste onun rizâsini kazanip gönlünü hos etmeye çalismalidir!
(Kocanin hanimi üzerindeki hakki, benim sizin üzerinizdeki hakkim gibidir. O hâlde kocasinin hakkini gözetmiyen, Allah'in hakkini gözetmemis olur.) [Sir'a]
Kadin, kocasini üzmemelidir. Birgün Hz. Fâtima, agliyarak babasinin huzûruna geldi. Resûlullah buyurdu ki:
- Yâ Fâtima, niçin agliyorsun?
- Kasitsiz söyledigim bir sözden Ali bana kizdi. Özür diledim. Fakat onu üzdügüm için agliyorum.
- Kizim, bilmez misin, Allahü teâlânin rizâsi kocanin rizâsina baglidir. Ne mutlu o kadina ki dâima kocasinin rizâsini arar, kocasi ondan râzi olur. Kadinlar için en üstün ibâdet, kocasina itâ'attir. Erkek, hanimindan râzi olunca, o kadin istedigi kapidan Cennete girmeye hak kazanir. Kocasini üzen kadin, onu râzi edinceye kadar, Allahü teâlânin la'netinde olur.) [R. Nâsihîn]
Kadinlara Nasîhat
Imâm-i Rabbânî hazretleri, sâliha bir hanima yazdigi mektûpta buyuruyor ki:
Kalb, göze tâbidir. Gözler harâmdan sakinmazsa, kalbi korumak güç olur. Kalb, harâma dalarsa, günâhlardan sakinmak güç olur. O hâlde, îmâni olanlarin, harâm islememesi, harâma bakmamasi lâzimdir. Erkeklerin homoseksüel olmasi harâm oldugu gibi, kadinin da homoseksüel olmasi, ya'nî herhangi bir kadina sehvet ile dokunmasi ve bakmasi harâmdir. Kadinlarin, kadinlara sehvet ile bakmasi ve dokunmasi, kocasindan baskasina, erkek ve kadin, kim olursa olsun, yabanciya süslenmeleri câiz degildir. Erkekle kadin, baska cinsten olduklari için, bir araya gelmeleri nisbeten güçtür. Kadinin kadina yaklasmasi ise daha kolaydir. Bunun için kadinin kadina bakmasi ve dokunmasi, erkegin kadina ve kadinin erkege bakmasindan daha kötü olabilir. Lezbiyenlige fransizca safizm deniyor.
Erkegin erkek için ve kadinin kadin için avret yeri, diz ile göbek arasidir. Bir kadin, baska bir kadinin, göbek ile diz arasina bakamaz. Zarûretsiz bakarsa, harâm islemis olur. Kadinin yabanci erkek için avret yeri, el ve yüzünden baska, bütün bedenidir. Baskasinin avret yerine, lüzûm yokken, sehvetsiz de bakmak harâmdir. Hadîs-i serîfte (Erkek, erkegin ve kadin da kadinin avret yerine bakmasin) buyuruldu. (Esi'at-ül-leme'ât)
Hz. Ümm-i Seleme vâlidemiz anlatiyor:
Resûlullahin yaninda iken, iki gözü de görmiyen Ibn-i Ümm-i Mektûm hazretleri, izin isteyip içeri girdi. Resûlullah bize, (Içeri girin) buyurdu. (O a'mâ degil mi, bizi görmez) dedim. (O sizi görmüyorsa, siz onu görüyorsunuz) buyurdu. (Tirmizî, Ebû Dâvüd)